Dört Kapı Kırk Makam

Bektaşi Tarikatı'nın en büyük özelligi, bir okul olmasıdır,
kurumsallaşmasını tam olarak tamamlayan bu yapının,
onlarca tasavvuf ereni yetiştirmesi büyük ölçüde bu oluşum ve

eğitim sistemine bağlıdır,
öyle ki Bektaşilikte, sofraya konulan gıdaların sofraya konulma sırasına,
sofradaki çatal bıçağın duruşundan, muhabbet sırasında sarf edilen sözlere,
Erkân içerisindeki oturuş, duruş, meydana girişten tutun da meydandan çıkışa kadar her türlü hal haraket ve cümleler ile,
Erkân'ın açılabilecegi günlerden, okunacak dualara, selamlaşma şekillerinden, kullanılan simgelere kadar herşeyin bir kuralı ve adabı vardır.

Bektaşlik içerisinde yürütülen Egitim dahi ana hatları ile belirlenmiştir.
Bektaşi'lige intisap eden bir can, kalbe hitap eden sezgisel egitimine başlamış olur, Zaman içerisinde belirli makamlara ulaşarak insan-ı kamil olma yolunda var olmaya çalışır.
Bu ögreti bektaşilikte " 4 kapı 40 makam " olarak açıklanmaktadır.

Şeriat kapısı,
Tarikat kapısı,
Marifet Kapısı,
Hakkikat kapısı ve bunun altında sıralanan 10' ar makam bu ögretinin temel noktasıdır.

basit bir anlatım ile 4 kapı 4 mevsime benzer;

Şeriat kapısında ;"sen 'sen'sindir, ben de ben"
Tarikat kapısında ;" ben 'sen' solurum, sen de ben olursun"
MArifet kapısında ; " sen ve ben ve dolayısı ile benlik duygusu kalmaz, ikimiz de 'biz' oluruz"
Hakikat kapısında ; " artık ikimizde yok oluruz, fenafillah makamıdır ve artık sadece "o" vardır.

Tüm mertebelerin ve Hülasa Bektaşiligin ana dayanağı tüm kaninatı var eden "Aşk" tır,
Aşk Hz. Muhammed'in Mirac'a çıkarken bindigi "Burak"tır.
Bektaşilik Aşk ile Başlar aşk ile biter, akıldan çok sezgisel hislere ve kalbe hitap eden bir yoldur,
Mürşid'in rehberligi ile geçilen tüm bu mertebeler aşk ile aşılır.

Şeriat Kapısı:
Nasip alan canın ilk eğitilme evresidir,

Sahibi; Hz. Muhammet'dir,

Simgesi; Hava.

Zahir Anlamı;
1-) Yapılması cezaya tabi olan işlere ait hükümler; "haramlar",
2-) Yapılması öğütlenen ancak yapılmadığı taktirde herhangi bir cezaya tabi olmayan işlere ait hükümler; "sünnet, müstehab, mendub".
3-) Yapılması hoş görülmeyen ancak yapıldığı taktirde herhangi bir cezaya tabi olmayan işlere ait hükümler; "mekruh",

4-) Yapılması yada yapılmaması bütünü ile serbest olan işlere ait hükümler; "mübah".
5-) Yapılması yada yapılmaması cezalandırma sonucu doğuran işlere ilişkin kesin hükümler, "farz yada vacip".

Batın Anlamı;
Erkâna, yol kurallarına ve simgelere ait bilgiler.

Makamları;
1-) iman etmek,
2-) ilim ögrenmek,
3-) Haramdan uzaklaşmak,
4-) İbadet,
5-) Nikah kılmak,
6-) ÇEvreye Zarar Vermemek,
7-) Şevkatli olmak,
8-) Sünnet ehli olmak,
9-) Yasaklardan kaçınmak,
10-) Buruklara uymak

Tarikat Kapısı:
Nasip alan canın Tarikat kurallarına işleyişine ait batıni bilgilere vakıf olduğu aşamadır.
Bu bilgiler gerek Erkân, gerek muhabbet Erkânı içerisindeki anlatımlar, simgeler ve bunların arkasındaki batın anlamlar ile,
toplum içerisinde anlatılan remzlerin ( Hz. Muhammed'in miracı, Hz. Musa'nın ağaç ile konuşması, Kızıldeniz'i 7 ye yarması gibi)
gerçek manalarını anlamaktan geçer.

Sahibi; Hz. Ali'dir,

Simgesi; Ateş.

Zahir Anlamı;
Benlikten ve bunun doğurduğu tüm kötülüklerden kurtulmak,
Hırs, şehvet, bencillik, iki yüzlülük, riyakarlık, kibir ve daha bir çok insan ile Hak arasına perde olan kötü huylardan kurtulmak.

Batın Anlamı;
Tarikatler herşeyden önce bir nefs terbiyesi yoludur,
Bektaşilige giriş kısmında anlattığımız üzere nasip alan can sırası ile bazı mertebelerden geçerek nefsini terbiye etmek sureti ile,
önce benligini yani kendisi ile Tanrı arasındaki perdeyi kaldırmak sureti ile Hakka ulaşmayı amaçlar,
burada Tarikat kapısında bu sürecin gerçekleşmesi sağlanır,
nasip alan can her türlü dünyevi ihtiras ve duygudan kendisini sıyırmaya ve duygularının kendisine degil,
kendisinin duygularına sahip olacagı bir hal'e erişmeye çalışır.

Makamları;
1-) Tövbe etmek, instisab etmek,
2-) Bir mürşitten naspip almak,
3-) Saç ve Libas giyme,
4-) Hizmet etmek,
5-) İyilik için çalışmak,
6-) Haksızlıktan korkmak,
7-) Umudunu yitirmemek,
8-) Hidayete ermek,
9-) Makam, cemiyet ve muhabbet sahibi olmak,
10-) Aşka ermek,

Marifet Kapısı:
Tanrısal bilginin sırlarına vakıf olunan aşamadır, Bu makam Tari ile bir olma makamıdır. Aşık maşuk ile bir olur,
birlik yakalanır. Seyr fillah Tanrıda yolculuk yapmak, Seyr maallah Tanrı ile bir olarak yolculuk yapmak makamıdır.

Sahibi; Hz. Ali'dir,

Simgesi; Su.

Zahir Anlamı;
Ruhunu geliştirme, Su elementinin de özellikleri sayılan, yardımseverlik, cömertlik, bağışlama gibi huyları edinmek.

Batın Anlamı;
Bu aşamada can birtakım Tanrısal bilgi ve sezgilere nail olur, tanrı ile arasında senlik, benlik kalmaz,
Tanrı ile bir olarak fenafillah makamına doğruu ilerlerken geçilen son aşamadır,
tüm kainat ve evren artık "O" nun gözü ile görülür,
" Allah birdir" remzinin hakiki manasının tam olarak anlaşıldığı safhadır.
 

Makamları;
1-) Sabırlı olmak,
2-) Bencillik, riya, kötü duygulardan uzak durmak,
3-) Edepli olmak,
4-) Özünü bilmek,
5-) Perhizli olmak,
6-) Utanmak,
7-) İlim ögrenmek,
8-) Cöert Olmak,
9-) Miskin olmak,
10-) Arif olmak,

Hakikat Kapısı:
İnsan-ı kamil olma yolundaki son evredir.

Sahibi; Hz. Ali'dir,

Simgesi; Toprak.

Zahir Anlamı;
Toprak elementinin özelligi olan Adil olma, vefalı olma, sözünde durma, yoksulları gözetici olma gibi birtakım huyları edinmek.

Batın Anlamı;
Bu aşamanın sonu fena fillah makamıdır ki, mutlak yokluk mertebesidir, Bu aşamada Tanrı ile can arasında bir ayrılık kalmaz,
artık görünen de gören de "O" dur, "Enel Hak" makamıdır.
Aşık'ın maşuğunda yok olduğu makamdır. Gerçek Aşk o dur ki bu makamda zuhur eder, senlik, benlik yada biz yoktur,
ikilik yoktur, sadece bir vardır ve o yüze bir de Alemlerin Rabbi olan Allahtan başkası degildir.


Makamları;
1-) Tüm insanları bir görmek,
2-) Vahdet-i vücud anlayışının sırrına ermek,
3-) Türap- toprak olmak,
4-) Elinden geleni, yapmak, verici olmak,
5-) Tevhit anlayışında olmak, Tanrıdan başka varlık tanımamak,
6-) Ayıp, kusur, hata görmemek,
7-) Manayı bilmek, sırrı öğrenmek,
8-) Seyr-ü sülügü tamamlamak,
9-) Sırrı saklamak,
10-) Müşahade,

Pir-i Sani

Pir Balım Sultan

1500  yılı civarlarında içinde posta oturmuştur. Yol içinde yaptığı hizmetlerden dolayı Pir sani (ikinci pir) adıyla adılır. ( Bektaşiler içinde zaman zaman üçüncü pir (pir-i salis) adıyla ortaya çıkan, şahıslar olduysada bunun gerçekle bir alakası yoktur).

 

Tarikatın kurumsal bir yapıya kavuşması Balım Sultan zamanında olmuştur. Bektaşiligin temel taşı olan erkanname Balım Sultan tarafından şekillendirilmiştir. Çeşitli kaidelerin konulması, ve yine mücerred makamının kurulması ve bu makama girilirken kulağa takılan Mengüş adındaki küpenin kullanımı da Balım Sultan zamanında olmuştur.


Karaca Ahmet Sultan


Karacaahmet Sultan,Horasanlı bir Türkmen Beyi'nin oğludur. Gençliğinde psikiyatri dalında öğrenim görmüştür. Daha sonra ruh doktoru olmuş Anadolu 'ya geldiğinde hem ruh doktorluğu yapmış, hem de bir Alp Eren olarak Hacı Bektaşi Veli saflarında hizmet vermiştir.
 "Saruhanoğulları zamanında Manisa'dan 773 Muharremin ilk günü (Miladi 1371) de tanzim edilen bir vakfiye senedinde (Süleyman Horosani oğlu Karacaahmet)diye adı geçmektedir. "Buna göre babasının adı "Süleyman" anasının adı ise"Sultan Ana"dır. Annesi ve babası, Eşme'nin Karacaahmet köyündeki türbededefnedilmişlerdir.


Bir Bektaşi Babası:

Gül Baba

Ve Galatasaray Lisesi


Galatasaray Lisesi'nin kurulmasını sağlayan Gül Baba 1531 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın daveti üzerine Budin'e (Macaristan)

  gönderilerek burada bir tekke kurar, Bektaşi hoşgörüsü ile kısa zamanda Buda halkının sevgisini kazanır. 1541 yılının 1 Eylül'ünde Budin savaşında şehit düşen Gülbaba'nın, Şeyhülislam Ebussuud Efendi'nin kıldırdığı ve 200 bin kişinin katıldığı rivayet edilen cenaze namazına Kanuni Sultan Süleyman da katıldı. Gülbaba'nın gömüldüğü tepeye de "Gültepe" adı verildi.


Erkânlar

Erkân kelime anlamı ile “biçim, tarz, yöntem, usul” anlamına gelir. Bektaşi tarikatının en önemli noktalarından biridir.

 

Bektaşiler “Hak”kı burada görürler.

 

Hulasa cennet, cehennem, insanın yaradılışı, alemin yaradılışı, kıyametin kopması,  ölüm ve yeniden doğma ve nihayetinde edebi yaşama sırrına kuvuşma ve Hakikate dair diger her ne varsa hepsi Bektaşi Erkanı’nın içindedir, burada görülür ögrenilir.

 

İnsanın, Allah’ın kendisinde tam olarak tecelli ettigi tek varlık ve bütün insanlığında bir varlık olduğunun temsilidir.

Haşr ve Neşr’den sonra insanın Allah’a kavuşmasını ve bütün benliklerin ortadan kaldırılmasını temsil eder, bu bakımdan Şamanizm’i aks ettirir. 

Bektaşi olmayan kimse Erkâna giremez, göremez ve hiçbir Bektaşi tarafından Erkanın biçimi, seyri ve hali Bektaşi olmayan “can”lara anlatılmaz.

Erkan sırdır, sırlar ile doludur. Hal böyle iken her Erkana giren, işleyişi gören Bektaşide bu “hal”e varır bu sırlara erişir denemez.


Bektaşilik Tarihi Yeniçeriler

Bektaşi Tarikatının Osmanlı imparatorlugu nun kuruluş unda sağladıgı destek ve Yeniçeri birlikleri içerisindeki etkisi büyüktür.

Yeniçerilere bazan Hacı Bektaş oğulları da denilirdi. III. Selim saltanatının ikinci yılında, 1789, Yeniçerilerin sadakat ve cesaretini dilerken onlara Hacı Bektaş Köçekleri şeklinde hitap etmiştir.( Tarihi Cevdet IV.363) . Yeniçeri birliklerinin bir üyesi olarak yazılırken herbir askerden Hacı Bektaş yoluna iman yemini alınırdı( cevat’ın “Etat Militaire Ottoman” bölüm VII.).

 


Bektaşilik Tarihi

Tarikatın 1826'dan 1925'e kadar olan gelişimi


II. Mahmut saltanatında yapılan yokedilme girişimlerinde yalnızca 23 yıl sonra 1849 da tarikatın yine dikkate deger bir güce ulaştıgı kesindir. 19. yy. ortasına doğru bektaşilik yalnızca yayılmakla kalmayıp yüksek çevrelerde de etkinlik buluyordu.

 

Lucy Garnett’e göre ( mysticism and magic in Turkey, s 73)

 Sultan Abdulmecit’in ( 1839-1861) bir yasal eşi olan bezmi sultan bu yüksek konuma yükselişini İstanbul yakınındaki Merdivenköy yakınındaki meşur Bektaşi tekkesi zeminindeki “dilek taşı”nın üzerine çıkmasına bağlamıştır. Bu taş Azbi Çavuş’un mezarının yanında durmaktadır. Ve bektaşi anenelerinde üzerne çıkanın dilegi yerine getirme gücüne sahiptir şeklinde anlatılır. Bu Bezmi Sultan yoluyla olsun yada Bektaşi Birileri aracılığıyla olsun 1869 yılına doğru Bektaşiler

yönetimde kendi savunmalarını güçlü olarak yapan etkileri olduğundan emin olmuşlardı.

 


Site © 2006-2012 Bektasi.net -©- Her Hakkı Saklıdır - Bu sitede yazılanlar bilgi amaçlıdır.

Bu Sitenin ve yazarının Bektaşilik ile organik bir bağı bulunmamaktadır.

Sitede hazırlanması esnasında var ise gözden kaçan eksik, yanlış bilgiler ve hatalar Bektaşilige mal edilmemelidir.

Aldığımız Feyz ile Tarikat-ı Bektaşi'ye hakkında bilgi veren İnternet Sitesini Derlemek Cürretinde Bulunduk.

Eksiklerimizin Tamamlanmasını Hatalarımızın Af 'fını Hak Erenlerden Niyaz Ederiz.